
İşte Eski Yunan'dan, 19. yüzyıl Avrupa'sına kadar mükemmel dilin arayışı:
- Eski Yunan filozofu Eflatun (M.Ö. 5-4. yy) her varlığın mükemmel ve tanrısal bir ideası olduğunu ve bizim ancak bu mükemmel ideaların silik yansımalarını algılayabildiğimizi öne sürüyordu. Eski Yunancadaki filozofların çoğuna göre, Yunancadaki sözcükler, bu ideaları yansıtmaya gene de en uygun olanlardı.
- Eski Yunan'da, öteki dilleri 'barbar' deniliyordu. 'Barbar' ise 'kuş ötüşü' anlamına geliyordu. Yani öteki diller kuşların rastgele ötüşü gibi boştu.
- Dilbilgisi çalışmalarının başlamasıyla, dilbilgisi kuralları önem kazandı. Yani dilin mantığı. Artık 'en mükemmel dil' en mantıklı dildi.

- Avrupa'da, din ve bilim dili Latince olduğundan, bu alanlarda çalışan herkes Latince öğrenmek zorundaydı. Sonuç olarak Latince öğretimi gelişti ve Latince en mantıklı dil olarak kabul edildi.
- Arapça da gerek din gerek kültür açısından önemli bir dildi. Arapça dilbilgisi üstüne de, 7. yüzyıldan itibaren çalışmalar başladı.
- 17. yüzyılda Paris'te kurulan Port Royal'da (aristokratların çocukları için kurulmuş bir okuldu) Fransızca hakkında çalışmalar başladı. Fransızca dilbilgisinin en mükemmel ve mantıklı yapıya sahip olduğu düşüncesi ortaya atıldı.,

- 18. yüzyılda birçok dilin akraba olduğu kabul edilerek, 'en mükemmel dil' fikrinden vazgeçilmeye başlandı.
- Yine 18. yüzyılda, Hindistan'da yargıç olarak görev yapan Jones, Sanskritçe'nin Yunanca, Latince ve Farsça ile akraba olduğunu keşfetti. (Sanskritçe Eski Hintçedir ve Sanskrit bu dil de mükemmel demektir.)
- Alman dilbilimci F. Bopp'un Sanskritçe ve Avrupa dilleri üzerine yaptığı çalışmalar ile. Hint-Avrupa dil ailesinin varlığı kabul edildi. Özetle dillerin arasındaki akrabalıkların ortaya konması ile birlikte, mükemmel bir dil arayışı sona erdi.
![]() |
Sanskritçe üzerine çalışmalar yapan Sir William Jones |
Formula Lingua
'Dilinizin Sınırları Dünyanızın Sınırlarıdır.'
www.formulalingua.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder