Kadın ve erkeğin, çeşitli toplumlarda ve kültürlerde mevcut
olan eşitsizlikleri ve tüm feminist söylemler bir kenarda dursun, bu iki
biyolojik cinsin dildeki ayrımı üzerine hiç düşündünüz mü? Toplumsal cinsiyet ve bunun dildeki
yansımaları (kadını indirgeyen seksist küfürler, dile yerleşmiş söylemler)
hakkında tartışıladursun, ‘dildeki cinsiyet’ mevzusuna toplumsal olarak değil
de, bir de dilbilimsel olarak yaklaşalım!
İlk olarak sevinçle size belirtmek isteriz ki, Türkçe
dilbilgisinde cinsiyet ayrımı söz konusu değildir. Dilbilgisinde, ‘genus’
olarak adlandırılan (İngilizce tabiriyle ‘Grammatical Gender’), ‘dilbilgisel
cinsiyet’) belirleyici bir özelliğe
sahip olup isimlerin başına gelir. İsim öbeğinin tanımlanmasına katkıda bulur. Başka
bir deyişle, isimlerin ‘cinsiyetleri’ vardır.
Dilbilgisine bir de bu gözden bakıldığında, oradaki bu cinsi
ayrımların, toplumsal cinsiyet ile her hangi bir alakası olup olmadığını, insan,
kendini düşünmekten alıkoyamıyor. Bu durum Babil'in bir
laneti mi yoksa sadece ilginç bir tesadüf mü? Henüz bu soruya net bir cevap
verilmedi ama ayrımların dilbilgisine kadar yansımış olabileceğini tek
düşünenler biz değiliz elbette.
Eğer dillerdeki dilbilimsel cinsiyet ayrımına bakacak
olursak, böyle bir tablo karşımıza çıkıyor:
.
Cansız nesnelere, kavramlara cinsiyet biçmek ve onları o
cinsiyetle beraber algılamak, biz anadili Türkçe olanlar için tuhaf bir durum.
Dilbilgisel cinsiyet durumu olan dillerden birini öğrenmeyi tecrübe etmek
isterseniz, ilk kavramanız gereken şeylerden biri de bu!
'Dilinizin sınırlarını' genişlettiğiniz günler dileriz!
Formula Lingua 'Dilinizin sınırları, dünyanızın sınırlarıdır.'
02163638144
www.formulalingua.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder