20 Mart 2013 Çarşamba

Biz yabancı dili nasıl öğretiyoruz?



Dershane tipi kitlesel eğitim verilen kurumlarda dil eğitiminde başlıca iki yaklaşım benimsenmektedir. Birincisi dilbigisine ağırlık verir ikincisi konuşmaya. Dilbilgisi kurallarının ve birtakım kalıp cümlelerin ezberlenmesine dayalı bir eğitim iyi sonuç vermemektedir. Bu yaklaşım dili yaratıcı bir şekilde kullanmaya engel olmaktadır. Dilbilgisi kurallarını dışlayan sadece konuşmaya dayalı bir yaklaşım ise dili düzgün konuşma hedefine ulaştırmaz. Dilbilgisinin geçiştirilmesi sebebiyle kulaktan dolma ve kuruluş mantığı anlaşılmamış birtakım cümlelerle düzgün konuşulamayacağı açıktır. Bu yöntemle konuşmanın dışında okuma ve yazma becerileri de geliştirilemez.

Bir dili etkin ve doğru bir şekilde kullanabilmek için dilbigisi temelinin sağlam olması gerekmektedir. Bu temelin üzerine konuşma birikimi inşa eklenirse kalıcı ve başarılı bir dil eğitiminden söz edilebilir. Biz, dilbilgisi ve konuşmayı dengeli bir şekilde harmanlayarak öğrencilerimize sağlam bir dil bilinci kazandırıyoruz.
Formula Lingua’da sadece öğretmenin konuştuğu, öğrencinin sıkıntıdan uyukladığı veya sürekli saatine baktığı dersler yoktur. Eğitim, öğrencinin devamlı katılımını teşvik eden enteraktif dersler şeklinde ilerlemektedir.
Ezber ve havada kalan bilgilerden uzak, anlama ve öğrenme yollarıyla dil becerilerini geliştirmeye odaklı bir anlayış benimsiyoruz. Bu yüzden öğrencilerimiz öğrendikleri dili hızla geliştiriyor çünkü gündelik çözümlerle değil, kalıcı bilgilerle besleniyorlar.
Sadece belli durumlar karşısında programlanmış şablon cevaplar vermeyi değil, beklenmedik durumlarda edindikleri bilgileri işleyerek yeni yapılar kurmayı öğreniyorlar. Bu yaklaşım sayesinde öğrencilerimiz dillerini hızla ilerletiyor ve kendilerinden emin bir şekilde kullanabiliyorlar.

Formula Lingua
www.formulalingua.com
0216 363 8144

11 Mart 2013 Pazartesi

Mesleki Yabancı Dil Eğitimi ve Sektörlere göre Yabancı Dile olan Gereksinim


Sürdürülebilir Gelişme İçin Mesleki Yabancı Dil Öğretimi

Böyle bir eğitim programını hayata geçirmek, yönetim organizasyonunun yanı sıra gerek içerik  gerekse öğretim yöntemlerinin de günün koşullarına göre düzenlenmesi ile olasıdır. İletişim olanaklarının artması ile bilgiye ulaşmanın ve aktarmanın kolaylaşması, eğitim programlarının içeriğinin de sürekli güncelleştirilmesini öne çıkarmıştır. Çağdaş eğitim, bireylere, günün ve geleceğin toplumuna ışık tutacak, her alanda ‘sürdürülebilir gelişmeye’ katkı sağlayacak gerekli bilgi, yeti ve becerileri kazandıracak programları sunmak zorundadır. Özellikle "e-learning" ve "e-commerce", e- devlet gibi elektronik ortamda gerçeklesen öğrenme ve ticaret ortamı, ulusal sınırları aşmış yabancı dil öğretiminin önemini bir kez daha tüm çarpıcılığı ile gözler önüne sermiştir.
 Her birey için yabancı dil bilgisinin araçsal işlevi öne çıkmıştır. Yabancı dil, ekmek ve su gibi günlük gereksinimlere yanıt verecek basit kullanım düzeyini aşmıştır. Bilginin, ticaretin, kültürler arası iletişimin bir öğesi olmuş, yaşamıyla bütünleşmiş; onların konuları ve ilgi alanları sözcük dağarcığımıza yerleşmiş, mesleki ve ticari ilişkilerimizde entelektüel bir bilgi akışını sağlamayı üstlenmiştir.

Bugün yabancı dil ve dillerin sınırlanamaz kapsam ve etki alanları, iletişimi etkileme güçleri, yabancı dilden beklentileri ve öğretiminin amaçlarına uluslararası boyutlar kazandırmıştır. AB ülkeleri "Avrupa Konseyi YabancıDiller Ortak Kriterleri" ile genel ve mesleki yabancı dil öğretiminin ilkelerini ortaya koyarak, üye ülkeler arasındaki iletişimin daha sağlıklı temellere oturtulmasını sağlamayı hedeflemiş, ulusal ve uluslararası boyuta her alanda ‘sürdürülebilir gelişmenin’ önünü açmıştır 

Sürdürülebilir gelişme, ancak alan bilgisi, mesleki yabancı dil ve diller ile donatılmış insan kaynakları ile sağlanabilir. Bu da eğitim programlarının sürekli güncelleştirilerek ulusal ve uluslararası gelişmeler ile sektörlerin gereksinimleri doğrultusunda işgücü yetiştirilmesini sağlayacak eğitim programlarıyla olasıdır. Birey, artık yalnız alan bilgisi ile sektörlerin beklentilerini karşılayamamaktadır. Yabancı dil bireyin mesleki alandaki ilerlemelerinde ve uluslar arası iletişimde anahtar rolü üstlenmiştir. Dolayısı ile birey, iş yaşamında arzuladığı hedeflere, alan bilgisi ile yabancı dil bilgisinin bütünleşmesiyle ulaşacağının bilincine varmalıdır.

Üretim ve Hizmet sektöründe Yabancı Dile Olan Gereksinim

"Institut der Deutschen Wirtschaft, Köln" tarafından yapılan bir araştırma ile üretim ve hizmet sektöründe faaliyet yapan firmaların yabancı dil ve dillere olan gereksinimleri saptanmaya çalışılmıştır. Bu araştırmaya göre elde edilen veriler şu şekilde özetlenebilir: (Brecht, s. 101.102)

Araştırmaya göre sanayi ve ticaret odalarına kayıtlı firmaların yaklaşık % 75’i ve esnaf odalarına üye olanların % 22'si yabancı dile ihtiyaçları olduğunu belirtmişlerdir. Yabancı dile olan talep, firmanın büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Uluslararası düzeyde iş yapan firmaların yabancı dile olan gereksinimi her geçen gün daha da artmaktadır. Diğer taraftan, isletmenin faaliyet alanı, yabancı dile olan gereksinimde belirleyici rol oynamaktadır.

Firmaların %' 62si dört ayrı yabancı dile ihtiyaç duymaktadırlar. Çalışanların, her üç kişiden birisi yabancı dile gereksinim hissetmektedir. Firmaların yapılanmalarındaki görev alanlarına göre de, çalışanların yabancı dile olan gereksinmeleri daha da önem kazanmaktadır: Yönetim, satış, müşteri hizmetleri, satın alma, pazarlama, bilgi işlem, Lojistik (planlama, üretim, malzeme, hammadde, enerji) bölümlerinde görev yapanların, her iki kişiden birisinin yani % 50’ sinin yabancı dile ihtiyaçları olmaktadır. Bu sektörlerde, en fazla gereksinim duyulan yabancı diller öncelik sırasına göre su şekilde gelmektedir:

Ingilizce : % 36 sürekli, %45 genellikle
Fransızca : % 31 sürekli veya sıklıkla
İspanyolca : % 13,3
Italyanca : % 8,3
Rusça, Hollanda'ca, Çekce,
Portekizce, Danimarka'ca,
Japonca, Çince, Polonya'ca : az kullanılanlar.

Bu sonuçlardan da görüldüğü gibi, işletmeler hem mevcut durumlarını iyileştirip, istikrarlı gelişmelerini sağlamaya hem de çalışanlarının yabancı dil bilmelerine büyük önem vermektedir. (Brecht.,s. 101.102)


Kınsız,Mustafa: Mesleki Yabancı Dil Eğitiminin Sürdürülebilir Gelişmeye Katkıları,Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler 
Enstitüsü Dergisi,Sayı 13,2006


En iyi yabancı dil Eğitimi için
Formula Lingua
www.formulalingua.com


1 Mart 2013 Cuma

En çok konuşulan diller

Günümüzde dünyada 6800 dil konuşulmaktadır. İşte en çok ana dil olarak konuşulan diller sıralaması:

  1. Mandarin (Çince'nin bir lehçesi,Çin ve Tayvan'da konuşuluyor) 845 milyon
  2. İspanyolca - 329 milyon
  3. İngilizce - 328 milyon
  4. Hintçe/Urduca - 240 milyon
  5. Arapça-206 milyon
  6. Bengalce- 181 milyon
  7. Portekizce -178 milyon
  8. Rusça- 144 milyon
  9. Japonca-122 milyon
  10. Pencapça (Pakistan ve Hindistan'da konuşulan bir Hint dili)- 109 milyon
  11. Almanca - 90 milyon
  12. Cava dili (Endonezce) - 85 milyon
  13. Wu dili (Çincenin başka bir lehçesi)- 77 milyon
  14. Marathi (ayrı bir Hint şivesi) - 75 milyon
  15. Telugu (Hindistan'da konuşulan ayrı bir dil) - 70 milyon
  16. Vietnamca- 69 milyon
  17. Fransızca - 68 milyon
  18. Korece- 66 milyon
  19. Tamilce - 66 milyon
  20. Kantonca (Güney Çin'de konuşuluyor) - 56 milyon
  21. Türkçe - 51 milyon

Kaynak-Wikipedia,Ethnologue 2009
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_languages_by_number_of_native_speakers