24 Nisan 2013 Çarşamba

'Benim dil öğrenmeye yeteneğim yok.' diyenler?

'Benim sanırım dil öğrenmeye yeteneğim yok.' sözünü çok duyuyoruz. Hatta insanlarda oluşan bu algıdan ötürü,motivasyonlarının çok kırıldığına ve hatta var olan yabancı dil bilgilerini de kullanmaktan kaçındıklarına şahit olduk çok defa. 'Aman yanlış cümle kurmayayım' diye düşünüp konuşmak,yazmak yerine susmayı yeğleyen birçok kişi vardır herhalde aranızda..                                                                

İlk olarak şunu belirtmek isteriz: yabancı dil öğrenmenin yetenekle çok da alakası yoktur; bulunduğunuz ortamla ve de motivasyonunuzla alakalıdır. Örneğin bugün bir toplantıya giderken,bindiğimiz taksinin şoförü işimizi öğrendiği an,Fransızca konuşmaya başladı,yetmedi İngilizce konuştu sonra da biraz Almanca sıkıştırdı araya. Bu dilleri nereden öğrendiğini sorduk, kendisi özellikle İngilizce öğrenmek için kitaplar aldığını,evde kendi kendine çalıştığını ve de her fırsat bulduğunda müşterileri ile İngilizce konuşarak pratik yaptığını dile getirdi. Bize soracak olursanız,kurduğu İngilizce cümleler gayet anlaşır ve gayet de ileri seviyedeydi. Bu arada bahsettiğimiz bu şoförün en az 60 yaşında olduğunu da dile getirmek isteriz. Bundan yola çıkarak yabancı dil öğrenmenin yaşla alakalı olmadığına sonucuna da varmamız herhalde mümkündür.Kısacası,bir şeyi gerçekten istemek ve motivasyon dil öğrenmenin ilk şartı!

Peki,bir dili gerçekten öğrenmek isteyip bunun için yola koyulduğunuzda,size avantaj sağlayacak durumlardan bahsedelim. En önemlisi,şu çekingenliğinizi atın üzerinizden!! Öğrenmek isteğiniz dil hakkında bir kural öğrendiğiniz an ya da bir kelime duyduğunuz an,bunu hayata geçirmeye çalışın. İyi,kötü,doğru,yanlış farketmez. Siz hele ki o kalemi bir elinize alın,bir iki cümle kurun! Bunların dışında da,yabancı dilde şarkı dinleyin,sözlüğe bakmaya üşenmeden kendi kendinize kitaplar okuyun,film izleyin.

O,'dile yeteneği var' diye hakkında düşündüğünüz insanlar,inanın ki bunları yapıyorlar.



Formula Lingua

www.formulalingua.com
0216 363 8144


18 Nisan 2013 Perşembe

35 dil bilen Vandewalle!

''Ben bir dili zor öğrendim,35 dil de nasıl öğrenilir?!'' dediniz,değil mi?


Bugüne kadar 35 dil inceleyen ve bu özelliğiyle dünyanın en çok dil bilen insanlarından olan Belçikalı dil bilimci Johan Vandewalle, 13 yaşında öğrenmeye başladığı Türkçeyi çok seviyor.

Bir Türk ile  Türkçeden başka bir dille konuşmak bana adeta bir günah gibi geliyor.” diyen Vandewalle, insanlara kendi dillerinde hitap etmeyi bir saygı ifadesi olarak görüyor.

Dil öğrenmeyi ‘şifre çözmeye’ benzeten ve Finceyi bir günde öğrendiğini söyleyen Vandewalle, “Yeni bir dil öğrenmek bana büyük bir zevk veriyor. Ama artık kendimi dil öğrenmekten ziyade dil öğretmeye adadım.” diyor.

1987 yılında en çok dil bilen Belçikalıyı tespit etmek için yaşayan diller kapsamında düzenlenen ‘Babil Yarışması’nda 22 dille birinci olan Vandewalle, Latince gibi 10 dil de dahil edildiğinde 32 dil öğrenmiş.

Aradan geçen zamanda yeni dil öğrenmek yerine dil öğretmeye yönelen Vandewalle, sadece belleğine yeni 3 dil ilave ederek incelediği dil sayısını 35’e çıkarmış. Dil rekoru kırmak gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan Vandewalle, her yabancı lisan için bilgi seviyesinin birbirinden çok farklı olduğunu belirtiyor. Vandewalle, “Bir dili tam anlamıyla öğrenmek için insanın ömrü yetmez.” demeyi de ihmal etmiyor. Öğrenilen bir dilin unutulmadığını, ancak uykuya dalabileceğini kaydeden Vandewalle, bir ülkeye gittiği zaman mutlaka o ülkenin dilini öğrenmeye ve insanlara ana dillerinde hitap etmeye çalıştığını anlatıyor. 

Vandewalle, “13 yaşındayken Türkçe öğrenmeye başladım. O zaman kendi kendime bir karar verdim. Bir Türk’le konuşurken sadece ve sadece Türkçeyi kullanacağım, başka bir dille anlaşmayacağım diye. Bir Türk ile Türkçeden başka dille konuşmak bana adeta günah gibi geliyor.” diyor. Johan Vandewalle bu kadar çok dil öğrenmesini, ‘insanlara ana dillerinde hitap etmenin bir saygı ifadesi olması, dilleri anlama isteği ve kendini dilini konuştuğu ülkenin bir vatandaşı gibi hissetmesi’ne bağlıyor.

Öğrendiği dillerin bir kısmını o ülkelere giderek, bir kısmını ise kitaplardan, radyo programları ve gazetelerden kendi kendine öğrendiğini anlatan Vandewalle, herhangi bir dili meramını anlatacak şekilde birkaç hafta içinde öğrenebildiğini söylüyor. İletişim için önemli olan yapıları bildiği için öğrenmenin kolay olduğunu belirten Vandewalle, bir roman veya gazete okumak için ise daha çok zaman gerektiğini kaydediyor.

En kısa sürede öğrendiği dilin Fince olduğu bilgisini veren Vandewalle, olayı şöyle anlatıyor: “Belçika’da hava limanına giden trene bindiğimde Fince bir ders kitabı aldım. Öğrenmeye koyuldum. Hava limanında uçağı beklerken ve uçakta sayfa sayfa bu kitabı okudum. Bir gün sonra 100 sayfayı okumuşum. Önemli yapıları ve sözcükleri fark ederek okudum. İlk gün Helsinki’de dolaştığımda etrafıma baktım, pek çok şeyi anlıyordum. Bir gün içinde bir dünya açılmıştı.

Vandewalle, şu anda ‘bir dil bilim projesi’ üzerinde çalışıyor ve kendi kurduğu Doğu Dilleri ve Kültürleri Öğretim Merkezi’nin başkanlığını yürütüyor. Bir dili öğrenmenin en kolay yolunu ‘metoduna uymak’ olarak özetleyen Vandewalle, bunu da ‘düzenli çalışmak ve konuşmak’ olarak ifade ediyor.


Vandewalle’nin bildiği diller şöyle:

Flemenkçe, Fransızca, Latince, İngilizce, Almanca, Türkçe, Farsça, Çağdaş Arapça, Rusça, Osmanlıca, Klasik Arapça, Eski Slavca, Özbekçe, Kazakça, Kırgızca, Türkmence, Azerice, Uygurca, Tatarca, Başkurtça, Tuvaca, Orhon Türkçesi, Eski Uygurca, Kuman Türkçesi, Çağatayca, Tacikçe, Mısır Arapçası, Fas Arapçası, İtalyanca, Arnavutça, Yunanca, Hintçe, Urduca, Fince, Gaelic.




Dil Öğrenmek için
Formula Lingua
www.formulalingua.com

11 Nisan 2013 Perşembe

Peki ya deyimleri nasıl öğreneceğiz?



Bir dili öğrendiniz, artık tüm dilbilgisi kurallarına hakimsiniz. Peki ya deyimler? Yabancı biri sizinle konuştuğunda deyim kullanırsa vay halinize! O kadar okul okudunuz,kurslara gittiniz ama o bir anda tüm motivasyonunuz düştü! Meğerse sizin o okulda öğrendiğiniz yabancı dil,sokakta çok daha farklı konuşulabiliniyormuş!

Bu yüzden,yabancı dil bilgisi açısından, deyimler önemlidir. Bu yönde ifade edilen görüşler değerlendirildiğinde bir dilde deyim bilgisine sahip olmayan kişinin o dili tam anlamıyla bildiğinin söylenemeyeceği ifadesi öne çıkmaktadır. Unutmayın, anadile veya yabancı bir dile hâkim olmak o dilin dilbilgisini veya sözcüklerini iyi bilmekle ölçülmez, önemli olan o dildeki deyimleri ve özel oluşumları da bilmektir..

Yabancı dilde deyim bilgisinin öğrenenler açısından psikolojik bir boyutu da vardır. Anadil konuşmacıları her zaman deyim kullanır, bu dili yabancı dil olarak öğrenenler ise kullanılan deyimleri her zaman anlamayabilir, anlamadıklarında da kaygı yaşayabilirler. Bazı durumlarda deyimlerin yanlış anlaşılmasının bir felakete yol açabileceği unutulmamalıdır.

Yabancı dilde deyimlerin yarattığı sorunları en aza indirgemek için yabancı dil öğretimi içerisinde deyim öğretimine de yer verilmesi gerekmektedir.
 
Almanca 'birinden gözünü ayırmamak' anlamına gelen bir deyime ait  görsel
Deyim öğretimi için yararlı bir temel oluşturmak ve daha kolay öğrenme sağlamak amacıyla deyim öğretiminde uygulanabilecek teknikleri Formula Lingua olarak şöyle sıralayabiliriz:

  • karikatürlerden, televizyon programlarından, paragraf içerisinden deyim çıkartma ve tartışma
  • Belli ölçütlere göre sınıflandırma, bağlamdan yola çıkarak bir ifadeyle paragrafı tamamlama
  • durumsal resimler, diyaloglar hazırlama
  • deyimlerin gerçek ve mecazi anlamları arasındaki farkı göstermek için uygun resimler yapma
  • gerçek ve mecazi anlam arasındaki farkın yarattığı komik durumları kullanma
  • derste metin bağlamıyla ilgili, resimlerden ve kavramlardan yola çıkarak deyim öğretimi yapma
  • deyimleri, konusma ve yazıda neden kullanıldıklarını öğrencilerle tartışma;
  • deyimleri kısa paragraf veya diyalog içerisinde, bağlam bilgisi oluşturarak sunma.
Biz bir dili öğretirken,siz tam öğrenin isteriz:)


Formula Lingua
www.formulalingua.com

5 Nisan 2013 Cuma

Yabancı dil öğrenmenin en pratik yolu film izlemek!


Yabancı dil öğrenirken hedeflerin doğru tespit edilmesi gerekir, bir dili öğrenmenin en pratik yolu, film izlemek, müzik dinlemek, kitap okumak...

İstikrarlı olun!

Türkiye'de yabancı dille ilgili en çok tekrarlanan cümleler "Dil hapı çıksa da İngilizce konuşsak, dil öğrenemiyorum, anlıyorum ama konuşamıyorum" oluyor. Her yıl yüzlerce kursiyer yabancı dil kurslarına başlıyor ancak henüz ilk üç ay tamamlanmadan pek çok kişi kursu ya tamamen bırakıyor ya da devamsızlık yapıyor.

Hiç kuşkusuz ani alınan kararlar, öğrenilmeye başlanan yabancı dilin yarım kalmasına sebep oluyor. Ama unutmayın ki, yabancı dil öğrenmenin yetenekle değil planlı programlı çaba ile olabilmektedir ve uygun öğrenme yöntemleri tercih edilmelidir. 


Formula Lingua
www.formulalingua.com
0216 363 81 44