4 Haziran 2015 Perşembe

İddia ediyoruz ki, dil öğrenmek bir kişilik meselesidir! Peki ya neden?

Yeni bir dil öğrenmek, yeni bir dünyaya yeni bir kültüre, sizden farklı insanlara yelken açmak demektir. Çünkü 'dil'in yükü ağırdır aslında; koskoca bir kültürü, koskoca bir coğrafyayı, koskoca bir insanlık geçmişini omuzlarında taşır. Ve sizin her yeni öğrendiğiniz kelime, ait olduğu dilin konuşulduğu yerlere sürekler ve onu konuşanlarla tanıştırır.

Başlamak istediğimiz nokta aslında bu. Bu her zaman 'mantığı olmayan', bazen '2+2=4' kuralını yerle bir eden ve sürekli gelişen soyut bir şeyle baş etmeye ne kadar hazırlıklısınız? 

Hiç unutmuyorum, bir öğrencim bana bir gün 'Almanlar ne kadar saçma insanlar, artikel neden kullanıyorlar ki?' demişti. Bu sorduğu soru, aslında beni bambaşka bir yere götürdü. Dilin dilbilgisel yapısı ve o dili konuşanların özellikleri arasında bir bağ kurmak, çok naifçe bir şey ama bir o kadar da düşündürücü. Dilin kuşkusuz ki, dilin konuşulduğu coğrafyalar, o coğrafyalarda yaşayan insanların düşünce biçimi, kültürü ve dilin yapısı arasında bir bağ var. Ama bunun ötesinde, sizin, yabancı dil olarak öğrendiğiniz dil ile aranızdaki ilişki, yani ona yaklaşım biçiminiz ve ona karşı olan, olumlu ya da olumsuz ön yargılarınız, sizin dil öğrenme sürecinizde büyük bir rol oynayabilir. Yukarıda bahsettiğim arkadaşın, Almanca öğrenme süreci, diğer öğrencilere kıyasla çok daha zor ve uzun sürdü. Çünkü, kendisi, yeni bir kültüre hazırlıklı değildi. Mantığının kabul etmediği şeyleri şiddetle reddediyordu, dili özümseyemiyordu, aceleciydi ve Almanlar konusunda da biraz ön yargılıydı. Özellikle dildeki mantıksızlıkları, Almanların her zaman rasyonel olduğu kanaatiyle ters düştüğü için kabul etmiyor oluşu, onu fazlasıyla zorladı!

Kelime ezberlemek, dilbilgisi alıştırması yapmak, bir cümleyi yaklaşık 10 dakika boyunca kurmaya çalışmak büyük bir azim ister. Hele ki karşınızda nankörlerin en nankörü varken. Ona karşı sabırlı olmak, yılmamak ve hata yapmaktan korkmamak şart. Bir tahmin edin, hata yapmaktan sürekli olarak korkan ve her hata yaptığında kendine olan güvenini kaybeden insanların dil öğrenmekte ne kadar zorlandığını! Ama ne yazık ki dil, en çok tecrübe edilerek öğrenilir. Dil öğrenmenin en önemli gereksinimi hata yapmaktır. Aptalca da olsa, karşınızdakinin ne düşündüğünü önemsemeden, onu kullanmaya çalışmak gerektirir, bu da o insanın dili daha aktif olarak kullanabilmesini sağlar. Sizce, utangaç bir insan bununla baş edebilir mi?

Telaffuz önemlidir. Telaffuzunuz, o dile olan aidiyet duygunuzu perçinler. O dili, anadili olarak konuşanların dünyasına girmenizi kolaylaştırır. Telaffuzunuz  ne kadar anadil olarak konuşanların telaffuzuna benzerse, kendinizi daha az 'yabancı' hissedersiniz. Daha doğrusu öyle hissettirilirsiniz. Siz kendinizi baştan bir 'yabancı' olarak görüyorsanız, oyuna mağlup başlıyorsunuz demektir. Dil öğrenmek, dünyaya bakış açınızla ilintilidir. O yüzden dünyanızı genişletebilmeniz için diğer kültürlere ve insanlara toleranslı olmanızı gerektirir. Ya da başka bir deyişle, yabancılık duygusunu aşmak..

Anadilini kötü kullanan ve anadilindeki kelime bilgisi kısıtlı bir insanın dil öğrenmesi de hiç kolay değil! Çünkü yabancı dil öğrenen kişinin, en başta kendi anadilinde düşünmesine asla engel olamayız. (Bu özellik, dil özümsendikçe azalır.) Eğer bir insan kendi anadilinde kurduğu cümleyi düşük kuruyorsa, onu, bilmediği bir dilde de doğru kurması imkansızdır. Problem aslında, zincirin ilk halkasındadır. Özetle bir insanın, başka kültüre ve dile saygılı olduğu kadar, kendi anadiline de sahip çıkması ve ona değer vermesi dil öğrenme sürecinde olmazsa olmazlar arasındadır.

Fonetik, semantik, sentaks gibi dilbilimin birçok alt disiplinine olan yaklaşım biçiminiz, anadilinizi kullanma biçiminiz ve tüm bunlara etken olan karakteriniz, bizi son derece ilgilendiriyor. Formula Lingua olarak, dil öğrenme yolculuğunuza çıkarken sizi daha yakından tanımak ve yukarıda bahsettiğimiz tüm engelleri beraber aşmak istiyoruz.


Çünkü dil öğrenmek bir kişilik meselesidir!






Formula Lingua
Nevra Atan (Filolog, Kurucu)

Adres: Bağdat Cad., Mustafa Mazhar Bey Sok. No:2/6 Selamiçeşme/Kadıköy İstanbul

Tel: 0216 363 8144


3 Haziran 2015 Çarşamba

Size 'Dil Dünyası'ndan Haberler

*|MC:SUBJECT|*
Haberler Haberler
View this email in your browser
'Dil Dünyası'ndan Haberler
  27.05.2015

Neler Var?

  • AB Ülkelerinde İngilizce
  • ABD Başkanlarının Bildiği Diller
  • Karşılığı Olmayan Kelimeler
  • Plaza Dili ve Edebiyatı
  • Dil Öğrenmek Bir Kişilik Meselesidir

İletişimde Kalalım!

Facebook
LinkedIn
Twitter
Website
Email

AB Ülkelerindeki İngilizce bilme oranlarından çıkarılacak sonuçlar

Avrupa'da İngilizce Hollanda'da konuşulur!

- Hollanda'da İngilizce ile işinizi rahat rahat görürsünüz:)
- İskandinav ülkelerinde de çat pat işinizi halledersiniz.
- İspanyolca bilmiyorsanız ve İspanya'da yaşamak gibi bir planınız varsa, ya vazgeçin, ya da İspanyolca öğrenin.
- İtalya, Fransa ve Doğu Avrupa ülkelerinde, sırf İngilizce bilgisi yetmez:( Zor anlar yaşayacağınız kesin.
- Almanya'da, İngilizce ile - İtalya,İspanya, Portekiz ve Fransa'ya göre- bir nebze daha iyi işinizi halledersiniz ama sıkıntıya sokar. Slovenya'da bile daha çok İngilizce konuşuluyor. Almanya'ya gideceklere ,Almanca öğrenmeleri tavsiye edilir:(
- Avusturyalılar, Almanlara göre İngilizce daha çok konuşabiliyorlar. Hatta (İngiltere dışında), Avrupa'da %73 oranla 5.ler: Enteresan!
- Yunanistan İngilizce bilme konusunda o kadar da kötü değil! Fransa'dan daha iyi:)

ABD Başkanlarının Bildiği Diller

Thomas Jefferson'a saygılar!

  • Barack Obama : Endonezce (Orta derecede)
  • George W. Bush : İspanyolca (Tam yetkinlik)
  • Bill Clinton: Almanca (Orta derecede)
  • Jimmy Carter: İspanyolca (Tam yetkinlik)
  • Franklin D. Roosevelt: Fransızca ve Almanca (Tam Yetkinlik), Latince (Orta derecede)
  • Herbert Hoover: Latince ve Çince (Tam yetkinlik)
  • Woodrow Wilson: Almanca (Tam yetkinlik)
  • Theodore Roosevelt: Fransızca ve Almanca (Tam Yetkinlik), İtalyanca (Orta derecede)
  • Chester A. Artur: Yunanca ve Latince (Tam Yetkinlik)
  • James A. Garfield: Yunanca ve Latince (Tam Yetkinlik)
  • Rutherford B. Hayes: Yunanca ve Latince (Tam Yetkinlik)
  • James Buchanan: Yunanca ve Latince (Tam Yetkinlik)
  • James K. Polk: Yunanca ve Latince (Tam Yetkinlik)
  • John Tyler: Yunanca ve Latince (Tam Yetkinlik)
  • William Henry Harisson: Fransızca (Orta derecede) , Latince (Tam Yetkinlik)
  • Martin Van Buren: Flemenkçe (anadil)
  • John Quincy Adams: Flemenkçe ve Yunanca (Orta derecede), Almanca, Fransızca, Latince (Tam Yetkinlik)
  • James Madison: Yunanca, İbranice, Latince (Orta derecede)
  • Thomas Jefferson: Fransızca, Yunanca, İtalyanca, İtalyanca, Latince, İspanyolca (Tam Yetkinlik)

Karşılığı Olmayan Kelimeler

''Waldeinsamkeit'', çevirinin bittiği an!

  • Ilunga (Ciluba dili - Kongo) ‘Herhangi bir suistimali birinci defa affeden, ikincide hoş gören, ama üçüncüye asla izin vermeyen insan’
  • Tingo (Paskalya Adası) ‘komşunun evinden bir şeyler ödünç alıp geri vermemek yoluyla bütün eşyalarını iç etmek’
  • Komorebi (Japonca) ‘güneş ışınlarının ağaçlar arasından süzülüp yarattığı alacalı ışık’
  • Rire dans sa barbe (Fransızca) ‘geçmişte yaşanan bir şeyi düşünürken bıyık altından gülümsemek’
  • Fernweh (Almanca) ‘daha önce hiç gitmediğiniz bir yeri özlemek’
  • Waldeinsamkeit (Almanca) ‘ormanda tek başınaymış gibi olmak hissi’
  • Iktsuarpok (Eskimo dili) ‘biri gelsin diye beklerken duyulan öfke’
  • Utepils (Norveç) ‘güneşli bir günde dışarıda oturup biranın keyfini çıkarmak’
  • Bakku-shan (Japonca) ‘Arkadan bakıldığı sürece güzel görünen kadın’
  • Backpfeifengesicht (Almanca) ‘Yumruklanmayı hak eden bir surat’
  • Prozvonit (Çekçe) ‘birinin cep telefonunu çaldırıp kapatarak sizi aramasını sağlamak’

Kaynak: http://www.bbc.co.uk/turkce/ozeldosyalar/2015/02/150219_vert_cul_cevrilemeyen_kelimeler?ocid=socialflow_facebook

Plaza Dili ve Edebiyatı

''Power point sunumunu print out yapıp hard copy’sini almış olalım.''

Mini sözlük 
 
  • Confirm etmek:Onaylamak (Müşterinin talebini confirm ettiniz mi)
  • Push etmek:Destek vermek (Raporlama konusunda Mustafa Bey’e push edelim)
  • Thirtd Party:İş Ortakları
  • Soft Kopya: Elektronik Kopya
  • Check etmek:Kontrol etmek (Gönderdiğim dosyaları son bir check edelim mutlaka)
  • Point etmek:İşaret etmek (Amerika’daki şirket özellikle bu konuya point ediyor)
  • Handle etmek:Halletmek (Ahmet Bey handle ediyor o işi)
  • Deadline: Bir işin son teslim tarihi (O işin deadline’ı pazartesiye uzatıldı)
  • Meeting set etmek:Toplantı düzenlemek (O konuyu bir meeting set edip orada konuşalım)
  • Forward etmek: İletmek

'Dil Öğrenmek Bir Kişilik Meselesidir!'

Çok Yakında, Formula Lingua'da!

Formula Lingua'nın hazırladığı özel Dilbilim Testleri ile, artık dil öğrenme yeteneklerinizi ve dilbilimsel eğilimlerinizi ölçebilir ve buna göre hazırlanmış ders programları ile sadece size özel bir dil eğitimi alabilirsiniz!
Çok yakında...
Copyright 2015 * Formula Lingua, All rights reserved.
Bağdat Cad. Mustafa Mazhar Bey Sok. No:2/6 Selamiçeşme/Kadıköy-İstanbul
www.formulalingua.com
02163638144
info@formulalingua.com






This email was sent to *|EMAIL|*
why did I get this?    unsubscribe from this list    update subscription preferences
*|LIST:ADDRESSLINE|*