14 Mayıs 2013 Salı

Yabancı dil öğrenmek için geç mi kaldığınızı düşünüyordunuz?

'Yeni bir dil öğrenmek için geç kaldım,artık kafam almıyor sanırım.' sözünü birçok yetişkin öğrencimizden duyuyoruz.

Çocukların,yetişkinlere kıyasla daha çabuk ve daha kolay bir şekilde yabancı dil öğrenebildikleri düşüncesi son derece yaygındır. 1960lı yıllarda ortaya atılan 'kritik dönem' hipotezine göre (Penfield&Roberts,1959), ikinci dil öğrenimde ergenlik çağına kadar olan dönem, en verimli dönemdir. Bu hipotez,beynin dil öğrenmede kullanılan sol yarısının ileriki yaşlarda elastikiyetini kaybettiğini ortaya atarak,bir çok nörolojik açıklama ile de desteklenmiştir.

Oysaki bu hipotez,başka araştırmacılar tarafından bugün çürütülmüştür. 'Dil öğrenmeye ne kadar erken başlanırsa,o kadar iyidir.' görüşünü okul ortamında yapılan bazı araştırmalar desteklememiştir. Okulda 11 yaşında Fransızca öğrenmeye başlayan İngiliz çocukların, 7 yaşında Fransızca'ya başlayan çocuklara göre ikinci dil testlerinde daha başarılı oldukları belirlenmiştir (Stern,1975). Aynı zamanda,artık yetişkinlerin de dili mükemmel öğrenebilecekleri belirtilmektedir.


Fakat,yapılan araştırmalar göstermiştir ki,ne kadar erken yaşta yabancı dil öğrenilmeye başlanırsa,o kadar aksansız konuşmak mümkündür.Amerika'ya göç eden çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre (Oyama 1976) , 1-7 yaş arasındaki çocukların %68'inin, 10-13 yaş arasındaki çocukların ise %7'sinin dili aksansız öğrendikleri saptanmıştır. Ama bunlar,dilin çocuklar tarafından yetişkinlere göre daha çabuk öğrendikleri anlamına gelmemektedir. Çocukların,morfolojik ve fonetik öğeleri daha hızlı algılamalarından dolayı kolayca edinebildikleri aksansız telaffuz,sadece yanıltıcı olabilir.

Her ne kadar yetişkinlerin ve çocukların yabancı dil öğrenme şekilleri ve yetileri farklılık gösterse de, yetişkinlerin sematik ilişkileri ve dilbilgisi kurallarını anlamalarının daha kolay olduğunu savunabiliriz. 

Tüm bunların yansıra,yabancı dil öğrenme sürecini yönlendiren çeşitli etkenler vardır: Biyolojik koşullar,bilişsel ve duygusal etkenler,öğretim metodu ve sosyal etkenler. Bu etkenler,olumlu olduğu sürece,dil öğrenmede yaş faktörünün fazla bir önemi yoktur. O yüzden 'yaşım dil öğrenmek için fazla' düşüncesi tamamen yanlış bir düşüncedir. Bu durumun,motivasyonunuzu etkilemesine izin vermeyin!



Kaynak:   Yrd. Doç Dr. Nazan Tutaş: Selçuk Üniversitesi,Sosyal Bilimler Dergisi,Sayı 8




Yeni bir dil öğrenmek için
Formula Lingua

www.formulalingua.com
0216 363 81 44

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder